Seinfeld: "Hiçbir Şey Hakkında Her Şey"

Eski okurlar arasında blogun baslığını bi' yerlerden tanıdık bulanlar, haklısınız... Evet! 'Hiçbir şey hakkında her şey' 90’ların başında, yayınlandığı 9 yıl boyunca Batı mizahında kendine açtığı yeni kulvarda bir kült haline gelen efsanevi TV dizisi Seinfeld'in mottosu.

Kendi kulvarını açtı demek iddialı gibi görünse de Seinfeld, o dönem TV'leri meşgul eden ve 5 gencin birbirleriyle 5’in 5'li permutasyonu kadar farklı versiyonlarda birbirleriyle çıkması üzerinden komedisini arayan 'Friends' (ve onun yeniden çekimi olan 'How I Met With Your Mother') türü diziler karşısında seyirciye farklı bir alternatif oldu ve kısa sürede kendi kitlesini oluşturdu.




Tabi bu blogdan beklentiyi çok da yüksek tutmamak lazım; şimdi bana "Seinfeld de ne ya?" diyecek beyaz yakalı arkadaşıma bütün külliyatı bu yazıda vermem zor, "aç youtube'dan seyret" desem gene olmaz çünkü lisede dersten çıkıp evdeki tüplü TV'den seyretmenin tadını full HD ledTV'nizle 1989 yapımı diziden almanız zor. 

Yine de daha popüler bi' isim üstünden örneklemek gerekirse mesela Cem Yılmaz'ı izlerken böğürerek güldüğünüz kısımların arasında "yaa evet yaaa..." diye ayma anlarınız oluyorsa tebrikler! İşte 'Seinfeld' izleme deneyimi de buna oldukça yakın bir his bırakıyor. 

Misâl, seyredeli 12 yıl olmasına rağmen havalimanına her gidişte aklıma gelip, güldüğüm Jerry Seinfeld'in repliği: 

"Bence tüm o havalimanı, havayolları kavramı sadece bize 9 dolara ton balıklı sandviç satmak için yapılmış kocaman bir dolap. Bence sağlanan o kâr, tüm havayolları sektörünü ayakta tutuyor. Yani bi' düşünün; o terminaller, uçaklar hepsi dikkatinizi dağıtmak için, böylece siz de ton balıklı sandviçten yediğiniz kazığı anlamıyorsunuz."

Tabi burada Seinfeld'den örnekler vermeye başlamışken beni her arayan çağrı merkezi çalışanıyla gerçekleştirmek istediğim şu diyaloğu yazmazsam olmaz:

"Jerry: Şu an müsait değilim
Tele Satışçı  Sizi tekrar aramam için ne zaman müsait olursunuz, efendim?
Jerry: Şöyle yapalım, neden siz bana ev telefonunuzu vermiyorsunuz, böylece ben sizi ararım?
Tele Satışçı: Umm, bunu yapmaya yetkili değiliz efendim.
Jerry: Oh, yabancıların sizi evinizden aramasını istemediğiniz için mi?
Tele Satışçı: Umm, evet.
Jerry: Güzel, şimdi benim ne hissettiğimi biliyosunuz. [kapatır]"

Son söz, bu yazıyı okurken içinden "E madem blogun başlığını diziden aşırmıştın, bu neyin itirafı?" diye geçirenlere: 

Siz, yaşadığınız hayatların ne kadar özgün olduğunu sanıyosunuz? Onlar da bi yerlerden tanıdık gelmiyo mu size?

;)

Yorumlar